“Mr. Jones” Film Analizi
Mr. Jones, Mike Figgis yönetmenliğinde çekilmiş, bipolar bozukluğu olan Mr. Jones’un geçirdiği dönemleri ve hayatını konu alan 1993 yapım bir filmdir. Filmde bipolar bozukluğun farklı yönlerine vurgu yapılmaktadır; mani ve depresyon dönemleri, semptomlar, tedaviler ve tedavinin etkileri.
Bipolar Bozukluk
Bipolar düzensiz bir şekilde yineleyen ya yalnızca mani veya hipomani ya da mani/hipomani ve depresif dönemler ile karakterize, kronik seyirli, mesleki, ailevi ve sosyal alanlarda işlevsellikte belirgin bozulmalara yol açan bir duygudurum bozukluğudur. DSM-5’te bipolar bozuklukları üç form olarak kabul edilmiştir ve bu formları belirleyen mani belirtilerin özellikleridir. Bipolar bozukluklar mani belirtilerin şiddetinin nasıl olduğu ve ne kadar sürdüğüne göre birbirinden farklılık gösterir. Bipolar bozuklukların üç formu; bipolar I bozukluk, bipolar II bozukluk ve siklotimik (döngüsel) bozukluktur. Filmde Bay Jones’a baktığımızda bipolar I bozukluğu görmekteyiz. Filmin başlarında Jones’un mani dönemine, ortalarında depresyon dönemine, sonlarına doğru tekrar mani dönemini gösterir.
DSM-5’te bipolar I bozukluğu tanı ölçütleri; (A) En az bir mani dönemi için tanı ölçütleri karşılanmıştır, (B) Mani ve majör depresyon dönemlerinin ortaya çıkışı şizoduygulanımsal bozukluk, şizofreni, şizofrenimsi bozukluk, sanrılı bozukluk ya da tanımlanmış bir ya da tanımlanmamış diğer bipolar ve ilişkili bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Mr. Jones
Film Mr. Jones’un bir inşaatta çalışmaya başlaması ve çatıda uçmaya çalışması ile başlar, sonunda ise aynı inşaatta, bitmiş halinin çatısında uçmaktan vazgeçmesiyle biter. Çatıdaki uçma girişiminin ardından zorla hastaneye yatırıldığında yolu Dr. Elizabeth Bowen’la kesişir. Filmin ilk sahnelerinden itibaren Mr. Jones’u mani döneminde izleriz. Belirtilere baktığımızda; canlı, aşırı hareketli ve enerjik, hızlı ve basınçlı konuşma, benlik saygısında abartılı artış, duygulanımda coşku ve aşırı neşe, bilinç açık, yönelim, bellek ve algılama yerinde ama dikkatin kolaylıkla dağılması, belli bir konu üzerinde duramama, çağrışımların hızlanması ve artması, herkesten üstün ve yetenekli olduğuna inanma, devinimde artma ve hızlanma, uyku gereksiniminin azalması, kötü sonuçlar doğrulabilecek etkinliklere aşırı katılma ve dürtüsellik.
Mani döneminde olduğu için aşırı neşesi ve coşkusuyla herkesi etkileyen bir karakterdir Mr. Jones. İlk sahnede işi alma şeklinde benlik saygısında ki abartılı artışı, Howard ile tanışma sahnesinde ve çalışırken ki tavırlarında dikkat dağınıklığını, belirli bir konuya odaklanamamasını, aşırı coşku ve neşesini ve çağırışımdaki hızlanmayı görürüz. Howard’a ismini sorar ve sohbet ederken bir anda üstlerinden uçan uçağı fark etmesiyle Howard’la olan sohbetini unutur ve uçmaya kayar düşünceleri. Tehlikeli bir şekilde çatıya çıkar ve uçmak için atlamaya kalkışır, sonucunda zorla hastaneye yatırılır. Hastaneden çıktıktan sonra, yanlış teşhis koyulduğu için tedavi olamadan çıkar, aynı davranışları sürdürmeye devam eder. Bankada ki tüm parasını çeker ve bankada çalışan kadınla birlikte hiç düşünmeden birkaç gün içinde bütün parasını harcar. Piyano alır, bol bol bahşişler verir, lüks otellerde kalır. En sonunda bir operada, sahneye atladığı için tekrar hastaneye yatırılır. Bu defa doğru teşhisle tedaviye alınmak ister fakat mani döneminin tipik belirtilerinden olan kendisini çok iyi hissettiği için hastalığını ve tedaviyi kabul etmez.
Mahkeme sahnesinde “Günün her saatinde neşe modunda biriyim.” ve “Heyecanlı biriyimdir.” gibi söylemler ile tedaviyi reddeder. Böyle biri olduğunu ve bundan memnun olduğunu vurgular.
Mani döneminin ardından depresyon döneminde görürüz Mr. Jones’u. Genel bir durgunluk hali, özbakımda azalmalar, konuşmada yavaşlama, çökkün duygudurum, düşünce hızının yavaşlaması, umursamazlık, devinimde yavaşlama, enerji azlığı, isteksizlik ve ilgide azalma gibi belirtilerle kendini gösterir depresyon dönemi. İlk olarak arkadaşı Howard’ın evinde yavaş yavaş duygudurumunda çökkünlükler ve hareketlerde yavaşlama olurken, ilerleyen sürede bunlar giderek atar. Depresyon dönemindeyken tedaviyi kabul eder ancak.
“Yapamıyorum, üzüntümü durduramıyorum.” diyerek duygudurumunu ve içinde bulunduğu durumun ıstırabını anlatır Mr. Jones.
Mani dönemi kişinin uyumunu bozan, kişinin kendisine ve çevresine zor ve tehlikeli durumlara sokabilen bir bozukluktur. Ancak buna rağmen başlangıçta fazla ciddiye alınamayabilir. Kişiler enerjilerinin atması, neşeli duygudurumundan ve hatta düşünce hızındaki artıştan dolayı yaratıcılıklarının ve üretiminin artması sonucunda mani dönemlerinde hastalıklarını kabul etmez. Bunun yanında kişilerin çevresinde ki kişiler çok ağır bir duruma ulaşmadığı sürece mani döneminin yıkıcı sonuçlarını anlamayabilir. Çünkü mani döneminde ki aşırı neşe ve coşku çevresindeki kişilere de bulaşır ve bu durum kişilerin hoşuna gidebilir. Ancak ağır bir mani dönemi kişinin hayatında ve toplum içinde çok ağır durumlara yol açabilir ve kolay dayanılamayacak bir duruma dönüşür. Mr. Jones’un Howard’la ilk tanıştığı sahneye baktığımızda konuşma şekli ve neşesi Howard’ı etkiler ve hoşuna gider, onunla arkadaş olur. Ancak bu durum çok kısa sürer. Hemen sonrasında Mr. Jones çatıya çıkıp, uçmaya çalışarak Howard’ı oldukça zor bir duruma sokar. Bankada çalışan kadınla ilişkisine baktığımızda da aynı tabloyla karşılaşırız. Mr. Jones operada sahneye çıkana kadar onun enerjisinden ve tavırlarından kaynaklı oldukça keyif aldıkları bir vakit geçirirler.
Bipolar Bozuklukta Tedavi
Filmde bipolar bozuklukların tedavisi açısından baktığımızda ilk hastaneye yatışında yanlış teşhis konulduğu için yanlış tedavi yolunda gidiliyor. Dr. Bowen mani döneminde olduğunu ilk fark eden kişi. Dr. Bowen’ın uyarılarına rağmen aynı yolda ilerleniyor ve bunun sonucunda da durum tekrarlıyor.
Mani dönemindeyken enerjisi ve düşünceleri yükselişe geçtiği için bunu normali sanması ve bu yüzden tedaviyi kabul etmediğinde daha önce değinmiştik. Mr. Jones’un depresyon dönemindeyken tedaviyi kabul etmesi ve kendi isteğiyle tedavi aldıktan sonra iyileşmeye başlamasıyla aslında tedavi için kişinin önce hasta olduğunu kabul etmesi gerektiğini görürüz. Mani dönemine tekrar geçince yine tedaviyi kabul etmiyor ve ilaç almayı da reddediyor Mr. Jones. Çünkü kendi normaline dönmüştür ona göre.
Aynı zamanda kişinin tedavi alabilmesi ve tedavinin işe yaraması için dışardan gelen desteğin ve ilginin önemini de görürüz. Film boyunca Mr. Jones’un tedavi alması gerektiğini fark edebilecek veya tedavi süreci boyunca ona destek olabilecek herhangi bir yakını yoktur. Ancak her ruhsal bozuklukta olduğu gibi bipolar bozukluk içinde çevrenin etkisi çok önemlidir. Bankada ki kadınla yaşadıklarına baktığımızda, aslında Mr. Jones’un bir yakını olsaydı bunun tehlikeli bir noktaya gittiğini fark edebilirdi. Ancak henüz yeni tanıştığı birisi olduğu için cazibeli, karizmatik ve maceracı bir tutum olarak algılanmakta ve ona eşlik etmektedir. Filmin sonlarına doğru ise Howard’ı ziyaret ettiğinde tekrar çatıdan atlamaya kalkışacağını anlayan Howard’ın anında olaya müdahale etmesiyle çevrenin önemi vurgulanır. Tedavinin gidişatı açısından ise ona olan hakiki ilgisinden dolayı sadece Dr. Bowen’dan tedaviyi kabul eder Mr. Jones.
Dr. Bowen ile olan ilişkilerine etik açıdan baktığımızda, Mr. Jones’a başlangıçta bir hasta olarak hakiki bir ilgisi olduğunu görürüz ancak ilerleyen süreçte bu değişir. Mahkemeden sonra Dr. Bowen, işe gitmeyip bütün günü Mr. Jones ile geçirir, terapi sürecinde Mr. Jones’un eski kız arkadaşını araştırır ve onunla görüşür en sonunda da Mr. Jones ile bir birliktelik yaşarlar. Filmde romantik bir olay olarak verilmesine rağmen mesleki açıdan bu tedavinin gidişatına engel teşkil eden bir durumdur aslında. Hatta sadece engel değil, tedavinin gerilemesine de sebep olur bir noktada.
Olayın yaşanmasının ardından direk bunu bir meslektaşına bildirerek ve gerekli önlemleri alarak bazı olumsuz etkileri azaltmıştır ve yaptıklarının sonuçlarının farkında olduğunu göstermiştir ancak yine de bu durumun Mr. Jones üzerinde oldukça olumsuz etkileri olmuştur. Dr. Bowen’ın arkadaşı Dr. Patrick Shaye’in gerekli önlemleri almak ve zararı en aza indirgemek adına aldığı karar sonucunda Mr. Jones’un hastane transferini söylediği sahnede, öncesinde tedavisi oldukça iyi ilerlerken bu gelişme sonucunda Mr. Jones tepkilerine ve davranışlarına engel olamaz. Hastaneden çıktıktan sonra da tedavinin etkilerinin yeterli olmadığını görürüz çünkü Mr. Jones yine mani dönemindedir. Hareketli tavırları, bir kadına yaklaşmaya çalışması, kadının erkek arkadaşıyla kavga etmesi ve bir motosiklet çalması yine mani döneminde olduğunu gösteren davranışlardır. Tekrar uçmak üzere ilk sahnede gördüğümüz inşaatın çatısına geri dönmesi de aslında iyileşmediğini belki de yine cazibeli ve oldukça ikna edici tavırlarıyla doktorunu iyileştiğine ikna ettiğini gösterir.
Kaynakça
Amerikan Psikiyatri Birliği. (2014). Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5 ),Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitbı, (çev.) Köroğlu, Ertuğrul. Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Eroğlu, M. Z., & Özpoyraz, N. (2010). Bipolar Bozuklukta Koruyucu Tedavi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar; 2(2), 206-236.
Kring, A. M., Johnson, S. L., Davison, G. C., & Neale, J. M. (2019). (Çev.) Muzaffer Şahin; Anormal Psikolojisi.Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Öztürk, O., & Uluşahin, A. (2011). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara: Nobel Tıp Kitapevleri.
Yeloğlu, Ç. H., & Hocaoğlu, Ç. (2017). Önemlı̇ Bı̇r Ruh Sağlığı Sorunu: Bı̇polar Bozukluk. Mustafa Kemal Üniv Tıp Dergisi; 8(30), 41-54.