ÇOCUKLARDA SAĞLIKLI SINIRLARIN ÖNEMİ
Sağlıklı sınır, çocukların dünyayı güvenli bir şekilde keşfetmesini sağlayan ve çocuklara yol haritası çizen sınırlardır. Çocuklar doğdukları andan itibaren dünyayı anlamaya ve sınırlarını bilmeye çalışırlar. Her yaşa özgü keşif dönemi başlamış olur. Bebekken her şeyi ağzına götürerek, emeklemeye ve yürüyeme başladığında ebeveynlerine baka baka gidebileceği yere kadar gitmeye çalışarak veya konuşmaya başlayınca her şeyi merak edip sorması gibi farklı yöntemlerle sınırları öğrenmeye ve aşmaya çalışılar. Kendilerini neyin beklediğini ve nelerle karşılaşacaklarını bilmedikleri sürece de kendilerini güvende hissedemezler. Sağlıklı belirlenmiş sınırlarla birlikte çocuklar dünyayı keşfederken kendilerini güvende hissederler.
Çocuklar ebeveynlerinin yetkin olduklarını hissettiklerinde kendilerini koruyacaklarını bildiklerinden dolayı dış dünyayı bir tehdit olarak görmez ve güvenle keşfetmeye başlar. Bu süreçte ebeveynlerin rolü çok önemlidir. Çocuk dünyayı çok tehlikeli veya her şeyi yapmanın sınırsız olduğu bir yer gibi algılarsa, tek başına dünyayı keşfetmeye cesaret edemez.
Örneğin bir çocuk uçsuz bucaksız bir yaylada mı yoksa sınırları çitlerle belirlenmiş evinin bahçesinde mi daha rahat oynar? Yaylada ki çocuk nereden ne geleceğini kestiremediği, yürüse nereye varacağını bilmediği için kendini sürekli tehlike de hisseder ve güvenle hareket edemez. Ancak bahçede ki bir çocuk onu koruyan çitlerle birlikte çok rahat oynar ve gezebilir.
Sağlıklı sınırlar belirlenirken birkaç ana nokta vardır. Sağlıklı gelişimi destekleyen sınırların amacı çocuğa güvenli bir alan oluşturmaktır. Bu yüzden bu sınırlar, net, anlaşılır ve tutarlı olmalıdır. Aynı zamanda çocuğun yaşı ve gelişimine uygun olarak sınırlar belirlenirken çocukta dahil olmalıdır. Sağlıklı sınırlarla amaç kısıtlamalar ve aşırı kurallar değildir, yasaklardan ziyade doğru davranışa yönlendirmektir.
Çocuklar gelişim süreci boyunca dünyayı merak eder ve keşfetmeye çalışır. Bu yüzden her şeyi kendi yollarıyla araştırırlar ve merak ederler. Yetişkinler için yapılmaması gereken veya saçma olan birçok davranış çocuklar için oldukça anlamlıdır. Bu sebeple aşırı koyulan yasaklar ve kısıtlamalar bir süre sonra çocuğun merakını köreltebilir.
Sınırlar koyulurken çocuğa olumsuz ve engelleyici cümleler kurmak yerine uygulayabileceği alternatifler verilmelidir. Örneğin “hayır duvarı boyayamazsın” yerine “ haydi gel çizim tahtana birlikte bir şeyler çizebiliriz” gibi.
Net, anlaşılır ve tutarlı sınırlarda çocuklar için bu sınırları izlemek daha kolay olacaktır. Sınırlar her iki ebeveyn ve süreç içerisinde tutarlı ve aynı olmalıdır. Aynı zamanda bu sınırlar koyulurken sürece dahil edilen çocuklar söz hakkına sahip olduğu ve buna saygı duyulduğu için sınırları daha kolay benimserler.