Anoreksiya Nervoza Nedir?

Anoreksiya nervoza, ciddi bir yeme bozukluğu olarak tanımlanır ve kişinin beden algısındaki çarpıklıkla birlikte, kilo alma korkusu nedeniyle aşırı derecede düşük vücut ağırlığına sahip olmasına yol açar. Kelime kökeni itibarıyla anoreksiya (iştahsızlık) ve nervoza (sinirsel) terimlerinden türemiştir. Ancak bu rahatsızlık çoğu zaman yanlış şekilde yalnızca “iştahsızlık” olarak anlaşılır. Gerçekte anoreksiya nervoza, kişinin yemek yeme davranışını bilinçli şekilde kısıtlaması ve bununla birlikte kilo almaktan yoğun bir korku duymasıyla karakterizedir .

Psikiyatri alanında anoreksiya nervozanın tanımı, sadece fiziksel olarak zayıflama değil; aynı zamanda kişinin kendilik algısında, benlik saygısında, kontrol duygusunda ve ilişkilerinde köklü bozulmaları da kapsar. Yani aslında bu bozukluk, psikolojik, biyolojik ve toplumsal etkenlerin bir arada şekillendirdiği karmaşık bir tablodur.

Anoreksiya Nervoza Türleri

Anoreksiya nervoza DSM-5 sınıflandırmasına göre iki alt tipe ayrılır:

1.Kısıtlayıcı tip (restricting type)

  • Bu tipte birey, son üç ay boyunca düzenli olarak kendini kusturma, laksatif/diüretik kullanımı veya aşırı egzersiz gibi davranışlara başvurmaksızın, yalnızca kalori alımını aşırı derecede kısıtlayarak kilo kaybeder.

2. Tıkanırcasına yeme/çıkarma tip (binge-eating/purging type)

  • Bu tipte birey, son üç ayda tıkanırcasına yeme atakları sonrasında kendini kusturma, laksatif veya diüretik kullanma ya da aşırı egzersizle aldığı kalorileri telafi etme davranışları gösterir.

Bu iki alt tipin ayırt edilmesi, hem klinik anlamda hem de olası komplikasyonların anlaşılması açısından oldukça önemlidir .

DSM-5’e Göre Anoreksiya Nervoza Tanı Ölçütleri

DSM-5’e göre anoreksiya nervozanın tanısı için aşağıdaki ölçütlerin karşılanması gerekir:

  1. Enerji alımının kısıtlanması, yaş, cinsiyet, gelişimsel yörünge ve fiziksel sağlık açısından anlamlı derecede düşük vücut ağırlığına yol açacak biçimde.

  2. Kilo almaktan ya da şişmanlamaktan yoğun bir şekilde korkma, ya da kilo almaya ilişkin davranışlarla bu korkuya sürekli olarak karşı koyma.

  3. Beden algısında bozulma, beden ağırlığı veya şeklini algılamada çarpıklık, kendilik değerinin beden ağırlığı ve şekline aşırı derecede bağlanması ya da mevcut düşük kilonun ciddiyetini inkar etme .

Bu tanı ölçütleri, anoreksiya nervozayı diğer yeme bozukluklarından ayıran temel unsurlardır ve tanının doğruluğu açısından çok kritik bir yere sahiptir.

Anoreksiya Nervoza Kimlerde Görülür?

Anoreksiya nervoza, çoğunlukla ergenlik döneminde başlamakla birlikte, genç yetişkinlikte de sıkça görülür. Kadınlarda erkeklere oranla çok daha yüksek bir yaygınlığa sahiptir. DSM-5’e göre kadınlarda görülme oranı yaklaşık %0,4 ile %0,9 arasındadır, erkeklerde ise bu oran çok daha düşüktür .

Risk faktörleri arasında şunlar sayılabilir:

  • Sosyal baskılar (ince vücut ideali)

  • Düşük benlik saygısı

  • Mükemmeliyetçilik eğilimleri

  • Kontrolcülük

  • Aile içinde aşırı koruyucu ya da eleştirel tutumlar

  • Travmatik yaşantılar

  • Genetik yatkınlık

Ergenlik dönemindeki hormonal değişimler de anoreksiya gelişimi açısından önemli bir zemin hazırlar.

Anoreksiya Nervoza Belirtileri Nelerdir?

Anoreksiya nervozanın belirtileri yalnızca düşük kiloyla sınırlı değildir. Kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen psikolojik ve fiziksel çok sayıda belirtisi bulunur.

Fiziksel belirtiler:

  • Önemli derecede kilo kaybı

  • Amenore (adet görememe)

  • Saç dökülmesi, ciltte kuruluk

  • Hipotermi (vücut ısısında düşüş)

  • Düşük tansiyon

  • Nabız düşüklüğü

  • Kabızlık

  • Yorgunluk ve halsizlik

Psikolojik belirtiler:

  • Kilo alma korkusunun günlük hayatı şekillendirmesi

  • Yemek yemeyi saplantılı şekilde düşünme

  • Sosyal geri çekilme

  • Mükemmeliyetçi düşünce yapısı

  • Beden algısında çarpıklık

  • Yemeği kontrol etmenin bir “güç” ya da “öz denetim” sembolü olarak görülmesi

Anoreksiya Nervoza ve Beden Algısı

Anoreksiya nervozada en çarpıcı bulgulardan biri, kişinin bedenini nesnel biçimde algılayamamasıdır. Çoğu anoreksiya hastası, aşırı zayıf olmasına rağmen kendini hâlâ “şişman” olarak görür. Bu durum, beden algısındaki bozulmanın ne kadar güçlü olduğunu gösterir.

Psikodinamik kuramlar, anoreksiya nervozada bedenin bir tür “özsaygı nesnesi” haline geldiğini savunur. Yani birey, kendilik değerini yalnızca bedenine yükler ve bu bedeni kontrol ettikçe “değerli” hissettiğini düşünür .

Anoreksiya Nervoza’nın Sebepleri

Anoreksiya nervozanın nedenleri çok boyutludur ve tek bir faktörle açıklanamaz. Genel olarak üç ana başlık altında toparlanabilir:

1. Biyolojik Etkenler

  • Genetik yatkınlık

  • Beyindeki serotonin dengesizlikleri

  • Ailesel yatkınlık

2. Psikolojik Etkenler

  • Düşük benlik saygısı

  • Kontrol arayışı

  • Kaygı bozukluklarıyla birliktelik

  • Travmatik çocukluk yaşantıları

3. Sosyal Etkenler

  • Medyanın “zayıf” beden idealini öne çıkarması

  • Moda ve popüler kültürün etkileri

  • Arkadaş grubu baskıları

  • Aile içi iletişim sorunları

Bu etkenlerin hepsi bir arada kişinin anoreksiya riskini artırabilir. Özellikle ergenlik döneminde, sosyal medyada öne çıkan “mükemmel vücut” imajlarının gençler üzerinde ciddi baskılar yarattığı da görülmektedir.

Anoreksiya Nervoza’nın Toplumsal Yüzü

Toplumda anoreksiya nervozaya dair pek çok yanlış inanış vardır. Örneğin, bu rahatsızlığın “zayıflama isteği” ile başladığı sanılır. Oysa birçok vakada anoreksiya, kişinin kontrol ihtiyacını bir şekilde yönetmek için geliştirdiği bir savunma biçimidir.

Yani kilo kaybı çoğu zaman amacın kendisi değil, bir araçtır. Kişi bedeni üzerinde tam kontrol kurabildiğini hissettiğinde, aslında yaşamındaki diğer kaotik alanları denetleyebildiği yanılsamasına kapılır. Bu nedenle anoreksiya nervozayı sadece diyet ya da kilo verme takıntısı olarak görmek eksik kalır.

Anoreksiya Nervoza’nın Seyri

Anoreksiya nervozanın seyri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir. Bazı bireylerde uzun yıllar sürebilen kronik bir gidişat izlerken, bazı kişilerde kısa dönemli iyileşmeler görülebilir. Ancak genel olarak bakıldığında anoreksiya, ciddi komplikasyonlara neden olabilen ve yaşamı tehdit eden bir bozukluktur.

Uzun dönem etkileri:

  • Kemik yoğunluğunda azalma (osteoporoz)

  • Elektrolit dengesizlikleri

  • Kalp ritmi bozuklukları

  • Organ hasarları

  • Doğurganlık sorunları

  • Bilişsel zayıflama

Bu komplikasyonlar anoreksiyanın önemini gösterir. DSM-5’te de özellikle vurgulandığı gibi, anoreksiya nervoza ölüm oranı en yüksek yeme bozukluklarından biridir.

Sonuç: Anoreksiya Nervoza’yı Anlamak

Anoreksiya nervoza, yalnızca “yemek yememe” değil; çok daha derin, çok katmanlı bir psikolojik mücadeledir. Kontrol, özdeğer, sosyal onay gibi pek çok psikodinamik tema bu rahatsızlıkla iç içe geçmiştir.

Kişinin kendisini bedenine indirgemesi, yalnızca fiziksel değil, ruhsal ve sosyal boyutlarda da yıkıcı etkiler yaratabilir. Bu nedenle anoreksiya nervozayı basitçe “zayıflama çabası” olarak görmek yerine, bireyin özsaygı, benlik algısı ve kontrol ihtiyacındaki bozulmalarla ilişkili bir problem olarak değerlendirmek gerekir.

Eğer siz de kendinizde ya da yakın çevrenizde anoreksiya nervozaya dair belirtiler fark ediyorsanız, vakit kaybetmeden bir psikiyatrist ya da klinik psikologdan profesyonel destek almanız son derece önemlidir. Erken müdahale, sürecin daha sağlıklı yönetilmesine yardımcı olur.