Bağımlılıklar ve Psikodinamik Terapi: Neden Bazı Davranışları Bırakamıyoruz?

Bağımlılık Nedir ve Neden Vazgeçemiyoruz?

Bağımlılık denince akla çoğunlukla madde kullanımı gelir. Ancak günümüzde bağımlılık kavramı çok daha geniş bir çerçevede ele alınıyor: teknoloji bağımlılığı, ilişki bağımlılığı, yemek, alışveriş, kumar, işkoliklik, sosyal medya… Hatta bazen zararsız gibi görünen rutin davranışlar bile bağımlılık haline gelebiliyor.

Peki neden bazı davranışları ısrarla sürdürürüz, kendimize zarar verdiğimizi bilsek bile? Neden vazgeçemeyiz? Bu sorunun yanıtı sadece “irade zayıflığı” değildir. Psikodinamik kuram, bağımlılıkları bilinçdışı süreçlerin, erken dönem deneyimlerin ve duygusal çatışmaların sonucu olarak ele alır. Yani aslında bırakamadığımız davranışlar, geçmişin bugüne yansımasıdır.

Bu yazıda, bağımlılık kavramına psikodinamik bir perspektifle yaklaşacak; neden bazı davranışları bırakamadığımızı, bağımlılıkların ruhsal işlevlerini ve terapi sürecinde nasıl dönüştürülebileceğini detaylı şekilde ele alacağız.

Bağımlılık Kavramı: Sadece Maddelerle Sınırlı Değil

Bağımlılığın Tanımı

Bağımlılık, bir nesneye, kişiye ya da davranışa yönelik kontrolsüz bir bağlılık hali olarak tanımlanabilir. Bu durum, kişinin günlük yaşamını, ilişkilerini, işlevselliğini ve ruh sağlığını olumsuz etkiler. Bağımlılık, sadece fiziksel değil, duygusal ve psikolojik bir bağdır. Birey, bağımlı olduğu şeyi bir “dış destek” gibi kullanır; onunla baş etmeye çalıştığı içsel boşluğu doldurur.

Davranışsal Bağımlılıklar da Gerçektir

  • İlişki bağımlılığı: Sürekli onaylanma, terk edilme korkusu nedeniyle sağlıksız ilişkilere tutunmak

  • Yeme bağımlılığı: Duygusal boşlukları yemekle doldurma eğilimi

  • Alışveriş bağımlılığı: Geçici tatminle kendilik değerini yükseltme çabası

  • Sosyal medya bağımlılığı: Görülme, beğenilme, var olma ihtiyacını karşılama arzusu

Bu tür bağımlılıkların altında yatan psikolojik nedenler genellikle derindir ve yüzeydeki davranışın çok ötesine geçer.

Psikodinamik Perspektiften Bağımlılık: Ne İfade Ediyor?

Freud ve İlk Bağlantı: Haz İlkesinin Ötesi

Freud’a göre birey, yaşamı boyunca haz almaya ve acıdan kaçınmaya çalışır. Ancak bu haz arayışı, çocukluktan itibaren bastırılmış dürtülerle ve çatışmalarla şekillenir. Bağımlılık, aslında bu çatışmaların ve doyurulmamış arzuların bir sonucu olabilir. Madde veya davranış, bireyin bastırdığı acıları telafi etmek için kullandığı geçici bir çözümdür.

Bağımlılık Bir Semptomdur

Psikodinamik kuram, bağımlılığı bir “semptom” olarak görür. Bu semptom, bireyin içsel çatışmalarını, duygusal boşluklarını, travmalarını ya da çözülmemiş çocukluk deneyimlerini temsil eder.

Örnek:

Bir kişi sürekli ilişkilerde kendini kaybediyorsa, bu durum sadece “aşırı sevme” değil, belki de çocukken sevgi ve ilgi görmemiş olmanın, sevilmek için kendi sınırlarını yok saymanın bir dışavurumudur.

Bağımlılığın Ruhsal İşlevleri: Sadece Keyif mi?

Bir davranış ya da nesneye bağımlılık geliştirmek, bireyin yaşamındaki bazı duygusal işlevleri karşılamak üzere gelişebilir. Yani bağımlı olunan şey, aslında bir “ikame nesne”dir.

Boşluk Duygusunu Doldurmak

Klein’ın nesne ilişkileri kuramına göre bebek, erken dönemde “iyi nesne”ye (anne) bağlanır. Eğer bu bağ güvenli değilse, birey yaşam boyu bir boşluk hissiyle karşı karşıya kalabilir. Bağımlı olunan nesne, bu boşluğu geçici olarak doldurur.

  • “Madde olmadan kendimi boş hissediyorum.”
  • “O kişi yanımda değilse varlığım eksik gibi.”

Bu ifadeler, içsel boşluğun dışsal nesneyle doldurulmaya çalışıldığını gösterir.

Bastırılmış Duygularla Baş Etme

Çocuklukta bastırılmış öfke, değersizlik hissi, suçluluk ya da korku gibi duygular, bilinçdışında kalır ama varlıklarını sürdürür. Birey, bu duygularla doğrudan yüzleşemediğinde, kendini uyuşturarak ya da başka bir şeye yönelerek bu acıyla baş etmeye çalışır.

  • Aşırı yemek yeme → bastırılmış öfkenin kontrolsüz dışavurumu

  • Alkol kullanımı → yoğun kaygı ve suçluluk duygusunun susturulması

  • Sosyal medya bağımlılığı → görülme ve kabul edilme ihtiyacının giderilmesi

Kimlik Desteği ve Varoluşsal Denge

Bazı bireyler, bağımlılık nesnesi olmadan kim olduklarını hissedemezler. Bu durumda bağımlılık, bir “kimlik desteği” halini alır. Bağımlı olunan davranış, bireyin varoluşsal boşluk hissine karşı bir denge kurmasına yardımcı olur.

Bağımlılığın Kökeninde Yatan Çocukluk Deneyimleri

İlişki Travmaları ve Güvensiz Bağlanma

Çocuklukta sevgi ve güvene dayalı bir bağ kurulamadığında, birey “bağlanma”yı daima kayıpla eşleştirebilir. Bu nedenle sürekli kaybetme korkusu yaşar ve bağımlı olduğu nesneye ya da kişiye sıkı sıkıya tutunur.

İlişkisel bağımlılıklarda sık görülen dinamikler:

  • Sürekli terk edilme korkusu

  • Aşırı fedakarlık yapma

  • İlişkilerde sınır sorunu

  • Kaybettiğinde yoğun boşluk ve kimlik krizi yaşama

Sevgiye Koşullu Erişim ve Mükemmeliyetçilik

Bazı bireyler, çocukken “başarılı olduğunda”, “uslu davrandığında” sevildiklerini öğrenirler. Bu da özdeğerin koşullara bağlanmasına neden olur. Böyle bireyler, kendilerini sadece bağımlı oldukları davranışları sürdürdüklerinde “değerli” hissedebilirler.

Psikodinamik Terapide Bağımlılıkla Nasıl Çalışılır?

Semptomun Ötesine Bakmak

Psikodinamik terapide amaç, bağımlı davranışın kendisini doğrudan ortadan kaldırmak değil, bu davranışın ardındaki psikolojik ihtiyaçları anlamaktır. Kişi, bağımlı olduğu davranışı neden sürdürdüğünü fark ettiğinde, gerçek ihtiyacına yönelme kapasitesi gelişir.

İçgörü Kazanmak ve Tekrarları Fark Etmek

Terapide kişi şu sorularla yüzleşir:

  • “Bu davranış hangi duygumdan kaçmamı sağlıyor?”

  • “Kime duyduğum öfkeyi bastırıyorum?”

  • “Bağımlı olduğum şeyin bana hissettirdiği ne?”

  • “Bu davranışı ilk ne zaman geliştirdim?”

Bu sorular, içgörünün kapısını aralar. Kişi, geçmişte yaşadığı olayların bugünkü davranışları nasıl şekillendirdiğini anladıkça, aynı döngüleri tekrarlamama gücünü kazanmaya başlar.

Terapist ile Kurulan İlişki

Bağımlılık ilişkisel bir dinamik taşıdığından, terapist ile kurulan güvenli bağ, bireyin ilişkilerdeki bağımlılık kalıplarını yeniden yapılandırmasına yardımcı olur. Bu süreçte terapist, bireyin ilk “iyi nesne” deneyimini yeniden kurabileceği bir alan sağlar.

Bağımlılığı Sürdürme Nedenleri: Bırakmak Neden Zordur?

Kimlik Krizi ve Boşluk Korkusu

Bazı bireyler bağımlı olduğu nesne ya da davranışı bıraktığında, kendi kimliklerini de kaybettiklerini hissederler. Bu, bir boşluğa düşmek gibidir. Bu nedenle bağımlılığı bırakmak, sadece davranışı değil, bir “kimliği” terk etmeyi de içerir.

Duygularla Yüzleşme Korkusu

Bağımlılığı bıraktığınızda, bastırılmış tüm duygular da yavaş yavaş ortaya çıkar. Kaygı, suçluluk, pişmanlık, yalnızlık… Bu duygularla baş etmek için yeni ve sağlıklı yollar geliştirilmemişse, birey tekrar eski bağımlı davranışlarına dönebilir.

Psikodinamik Terapi Sürecinde İyileşme

Sabır ve Zaman Gerektiren Bir Süreç

Bağımlılıklar, yıllar içinde gelişen yapılar olduğu için dönüşüm de zaman alır. Psikodinamik terapi, bu süreçte bireyin kendi içsel çatışmalarıyla yavaş yavaş yüzleşmesini ve davranışlarının kökenlerini anlamasını sağlar.

İçsel Nesne Temsillerinin Dönüşümü

Terapide hedef, bireyin geçmişten getirdiği sağlıksız içsel nesne temsillerini yeniden yapılandırmak, kendilik algısını güçlendirmek ve ihtiyaçlarını daha sağlıklı yollarla karşılamayı öğrenmektir.

Bağımlılık Döngüsünden Kurtulmak: Ne Yapabiliriz?

İçgörü Geliştirmek

  • Bağımlılığın arkasında hangi duygular var?

  • Bu davranış beni kimden koruyor?

  • Ne zamandan beri bu döngüdeyim?

Duygularla Temas Kurmak

  • Bastırılan duyguların yüzeye çıkmasına izin vermek

  • Öfke, hüzün, yalnızlık gibi duyguları ifade edebileceğiniz güvenli bir ortam yaratmak

Profesyonel Destek Almak

Kendinizi bağımlılık döngüsünden çıkmakta zorlanırken buluyorsanız, psikodinamik terapi bu süreci anlamlandırmak ve dönüştürmek için etkili bir yol sunar.

Sonuç: Bağımlılıklar Geçmişin Bugündeki Yankısıdır

Bağımlılıklar, sadece bırakılması gereken kötü alışkanlıklar değildir. Onlar, bir şeylerin eksikliğine, bir yerlerde doyurulamamış duygulara, belki de çocuklukta görülmemiş, anlaşılmamış bir çocuğun sesine işaret eder.

Psikodinamik terapi, bu sesi duymanızı, içsel çatışmalarınızı anlamanızı ve en önemlisi kendinize şefkatle yaklaşarak bu döngüyü kırmanızı sağlar.

Gerçek iyileşme, bağımlı olduğumuz şeyi bırakmakla değil, onun yerine gerçek ihtiyacımızı koymakla başlar.

📌 Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Bağımlılığımın farkındayım ama bırakamıyorum. Neden?

Çünkü o davranış, bilinçdışı düzeyde bir ihtiyacı karşılıyor olabilir. Bu ihtiyacın ne olduğunu fark etmek için terapi desteği gerekebilir.

Her bağımlılık çocukluktan mı kaynaklanır?

Her zaman değil, ancak çoğu bağımlılığın kökeninde erken dönem ilişkisel eksiklikler ya da duygusal travmalar yer alır.

Psikodinamik terapi ne kadar sürede etkili olur?

Bu terapi biçimi derinlemesine çalışmayı esas aldığı için süreci kişiden kişiye değişmekle birlikte zaman alır, ancak uzun vadeli ve kalıcı değişimler sağlar.