Aktarım ve Karşı-Aktarım
Psikoterapi kişinin duygu, düşünce, davranış ve kişilik özelliklerini kendi beklentileri doğrultusunda değiştirmesini amaçlayan konuşmaya dayalı bir iyileşme sürecidir. Psikoterapi süreci ilişkiye dayalı bir süreçtir. Psikoterapinin özünde terapist ile danışan arasındaki etkileşim ve iletişim vardır.
Terapötik ilişki terapist ve danışanın karşılıklı bir etkileşimde bulunması sonucunda, danışanın terapist ile bir ittifak kurması ve güvenmesi ile oluşan bir ilişkidir. Bu süreç terapist ve danışan arasındaki ilişkiyi kapsar ve terapi her iki kişi içinde yoğun bir şekilde deneyimlenen duygusal bir süreç olur. Bu ilişki içerisinde duygusal deneyimleri anlamak için aktarım ve karşı aktarım kavramlarını anlamak önemlidir.
Aktarım
Psikanalitik kurama göre yaşamın ilk yılları insanın kişiliğini, davranışlarını ve diğer insanlarla olan ilişki biçimlerini önemli ölçüde belirler. Dolasıyla yaşamın ilk yıllarında kurulan ilişkilerde sonra ki yıllarda oluşan ilişkileri aynı şekilde etkiler. Yani yaşamın erken dönemlerindeki ilişki biçimler kişiler tarafından içselleştirilir ve yaşamın sonraki dönemlerindeki ilişkilere aktarılmaktadır.
Aktarım bu yönden bakıldığında bir yineleme örüntüsüdür yani eski bir nesne ilişkisinin yeni ilişkilerde benzer biçimde tekrarlanmasıdır. Aktarım sürecindeki bu ilişkiler ve duygulanımlar aslında erken çocukluk dönemindeki sevgi, otorite ve rekabet ilişkisi kurulan kişilerle yaşanan deneyimlerden köken almaktadır.
Aktarım kişinin günlük hayatındaki her ilişkide kendisini gösterdiği gibi psikoterapi sürecinde de vardır. Psikoterapi seansları sırasındaki aktarım, bireyin günlük yaşantısındaki aktarımına göre daha yoğun ve sürekli yaşanmaktadır.
Aktarım olumlu ve olumsuz aktarımlar olarak görülebilir. Olumlu aktarım şefkat verme, sevme ve sevgi gibi durumlarda görülebilirken, olumsuz aktarım; düşmanca, reddetme veya duygusuzluk gibi durumlarda kendini gösterebilir. Aktarımların hepsi terapi ilerledikçe üzerinde çalışılabilecek alanlar olarak ortaya çıkabilmektedir.
Psikanaliz ve psikodinamik terapi sürecinde aktarım tedavi sürecinin temel araçları olarak önemli bir yer kaplar. Aktarım ile danışan terapi sürecinde bilinçdışı bir biçimde; erken çocukluk dönemlerinde yaşadığı çatışmaları, arzuları ve duygularından kaynak alan deneyimlerini terapisti üzerinden tekrar yaratmaktadır. Yani psikoterapide aktarım; kişinin geçmişteki ilişki deneyimlerine ait duygu ve tutumlarını yer değiştirmeyle terapist üzerinden yeniden yaşaması şeklinde açıklanabilir. Bu sayede terapide aktarım kullanılarak yeniden deneyimlenen ve kişinin gündelik hayatını, ilişki biçimlerini ve duygulanımlarını etkileyen yaşantılar üzerine çalışılır.
Karşı-Aktarım
Terapi süreci dinamik ve etkileşime dayalı bir süreçtir. Terapi sürecinin içerisinde danışanın olduğu gibi terapistinde duyguları ve ruhsallığı vardır. Karşı aktarım terapistin danışana ve danışanının aktarımına karşı hissettiği duygular ve bilinçdışı olarak verdiği tepkilerinin tamamıdır.
Karşı aktarım terapistin bilinçdışında danışanı anlama biçimi olarak ele alınmaktadır. Aktarım ve karşı aktarım duyguları danışanın iç dünyasının kavranmasında ve tedavisinde yol gösteren çok önemli unsurlardır. Terapist karşı aktarımını anlayıp yorumlayarak aslında danışanın sözel olarak ifade etmediği şeyleri de anlayıp, bunu bir araç olarak kullanabilmektedir.
Kaynakça
Öztürk, O., & Uluşahin, A. (2023). Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. Ankara: Nobel Tıp Kitapevleri.
Türkiye Psikiyatri Derneği. (Türkiye Psikiyatri Derneği Yayını). Psikanalitik Psikoterapiler: Temel Kavramlar, Kuramlar ve Yöntemler. Ankara: 2011.